Almanya’daki referandum tartışmaları

Prof. Dr. Kemal İnat | Görüş & Analiz | 25 Şubat 2017, Cumartesi


Almanya’daki referandum tartışmaları
Almanya hangi referandumu tartışıyor olabilir?
Tabii ki Türkiye’de 16 Nisan’da yapılacak olan anayasa referandumunu.
Peki, eylül ayında kendi parlamento seçimleri yok mu? Neden kendi seçimlerini değil de Türkiye referandumunu tartışıyorlar?
Evet, Almanya’da eylül ayında Federal Meclis seçimleri yapılacak ve bugünlerde yapılan kamuoyu yoklamaları Sosyal Demokratlar’ın adayı Martin Schulz’un Hıristiyan Demokrat Angela Merkel’in önünde olduğunu gösteriyor. Bu sonuçlar Almanya için tartışmaya değer bir gelişmeye işaret ediyor ve 12 yıldır başbakan olan Merkel’in iktidarı kaybetmekte olduğunu gösteriyor. Ancak Alman medyasının, bu kadar önemli değişikliğe işaret eden kendi seçimlerinden çok Türkiye’deki referandumla ilgilendiği görülüyor.
Şimdi de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın referandum kampanyası çerçevesinde, Almanya’daki Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı 1 milyon 380 bin seçmene hitap etmesi yasaklanmaya çalışılıyor.
Almanya’daki Türkiye karşıtı lobi ve sempatizanları bütün güçleriyle Erdoğan’ın Almanya’da Türk seçmenlerle buluşmasını engellemeye çalışıyor. 15 Temmuz sonrasında darbeye karşı Köln’de düzenlenen mitinge Cumhurbaşkanı’nın telekonferans yöntemiyle bağlanıp katılımcılara hitap etmesi de bizzat Anayasa Mahkemesi kararıyla yasaklanmıştı.
Neden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından bu kadar korkuyorlar?
Erdoğan, Alman vatandaşlarına hitap etmeyecek ki! Kendi vatandaşlarıyla buluşacak. Türkiye’de yapılmak istenen ve Almanya’daki Türk seçmenlerin de oylayacağı anayasa değişikliğinin ne tür yenilikler getirdiğini anlatacak. Yönetim sisteminde yapılmak istenen değişiklikle geçilecek olan cumhurbaşkanlığı yönetim sisteminin ne anlama geldiğini açıklayacak.
İşte tam da Cumhurbaşkanının bu açıklamaları yapmasını istemiyorlar. Çünkü Almanya’daki Türkiye karşıtı lobi, bu lobinin sempatizanları ve siyaset ve medyadaki uzantıları haftalardır propaganda faaliyetine başladılar bile. Türkiye iç siyasetinin Almanya’ya taşınmasını istemediklerini söyleyip duruyorlar, ancak kendilerinin en önemli gündem maddesi Türkiye siyaseti.
Alman medyasının önemli yayın organları Türkiye’deki anayasa değişikliğiyle ilgili yaptıkları yayınlarda neredeyse istisnasız bir şekilde olumsuz bir algı oluşturma çabası içerisindeler. Bu yayınlarda, planlanan değişikliğin Türkiye’yi diktatörlüğe götüreceği ithamları, altı doldurulmadan ve gerekçeleri açıklanmadan yapılıyor. Bu şekilde Almanya’daki Türk seçmenlerin kanaati olumsuz bir şekilde biçimlendirilmeye çalışılıyor. Erdoğan, AK Parti ve Türkiye karşıtı yazılarıyla öne çıkan gazetecilerin uzun zamandır süren bu çabası açıkça Türkiye’nin içişlerine karışma anlamına geliyor.
Türkiye’deki siyasi tartışmalara ilişkin bu açık tavır alış sadece gazetecilerle de sınırlı değil. Başta sol partiler olmak üzere, bütün partilerden siyasetçilerin Türkiye’deki diğer tartışmalar konusunda olduğu gibi, referandum ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Almanya konuşması konusunda olumsuz pozisyon aldıkları görülüyor.
Hepsi birlikte Erdoğan’ın referandum öncesinde Almanya’daki Türk seçmenlere yönelik konuşma yapmasını engellemeye çalışıyorlar.
Çünkü çok iyi biliyorlar ki, Erdoğan’ın bir konuşması kendilerinin haftalardır yaptığı karalama kampanyasının etkisini sıfırlıyor.
Almanya’daki Türkiye vatandaşları arasındaki Erdoğan algısı o kadar olumlu ki, ne yapsalar bu algıyı kıramıyorlar. Mademki, bu algıyı kıramıyoruz, bari güçlenmesini engelleyelim diye düşünüyor olabilirler.
Ancak bunun beyhude bir çaba olduğunu bir kez daha görecekler. Erdoğan’ı yasakladıkça, Avrupa’daki Türkler arasında ona olan sevginin daha da arttığına şahit olacaklar. Çünkü Tayyip Erdoğan söylemleri ve duruşuyla, Avrupa’daki Türkiye kökenlilere, kimlikleriyle onurlu bir şekilde yaşayabilecekleri mesajı verdi.
Son olarak Alman hükûmetine bir tavsiye:
Ülkenizdeki iflah olmaz Türkiye karşıtı lobinin, politikalarınızı ipotek altına almasına izin vermeyin!
Anayasa Mahkemenizin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Köln mitingindeki konuşmasını yasaklaması siyasi bir karardı ve ciddi bir hataydı. Aynı hatayı tekrarlamanız Türk-Alman ilişkilerini çok daha olumsuz etkileyecektir.
Fransa’da cumhurbaşkanı adayları seçim kampanyası çerçevesinde nasıl İngiltere’deki Fransız seçmene seslenebiliyorsa, Türk siyasetçilerin de Almanya’daki seçmenleriyle buluşması o kadar doğaldır.




Powered by proGEDIA