Küresel kumpasa malzeme taşımaya devam etmek

Yrd. Doç. Dr. Nebi Miş | Görüş & Analiz | 23 Kasım 2017, Perşembe


Küresel kumpasa malzeme taşımaya devam etmek
AK Parti’nin grup toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD’de devam eden Reza Zarrab Davası ile ilgili sert ve açık konuştu: “17-25 Aralık’ta hukuk kisvesi altında ülkemize tarihin en büyük tuzaklarından biri kuruldu. Bizim dik duruşumuz ve milletimizin feraseti sayesinde bu tuzak başarısız olunca aynı tezgâhı götürdüler ABD’de kurdular.”
Erdoğan, Zarrab davası ile ilgili ortaya çıkan bunca gerçeklik ve gelişmeye rağmen, hâlâ küresel kumpasa “tezgâhtarlık” yapan Türkiye içindeki çevreleri de çok ağır biçimde eleştirdi: “Birileri hâlâ FETÖ ağzıyla bizleri itham etmeyi sürdürüyorsa, sebebi ancak aynı tuzakta onlara verilen rolü oynamaktır. (...)Bize asıl can acıtıcı darbeler düşmanlarımızdan değil onlarla birlikte hareket eden alçaklardan geliyor.”
Erdoğan’ın bu kadar sert konuşmasının nedeni açık. ABD’de devam eden Zarrab Davası hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde, 17-25 Aralık yargı darbesinin ABD’ye taşınmış şeklidir. Her iki davanın taşeronu FETÖ’dür. Zarrab Davası’nın geldiği sürece bakıldığında, 17-25 Aralık öncesinde ve sürecinde Türkiye’de medya üzerinden gerçekleştirilmeye çalışılan hususların tümü aynen ABD’de tekrarlanmaktadır.
AK Parti hükûmetine ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik algı çalışmasından tutun da, Türkiye ekonomisini olumsuz etkilemeye ve çökertmeye dönük hamlelere kadar, kurguların hepsi aynıdır.
Gezi olayları, 17-25 Aralık yargı darbesi, 15 Temmuz darbe girişimi ve şimdi Zarrab Davası bir yol haritasına göre icra edilen Türkiye’ye yönelik operasyonlardır. Bu operasyonların uygulayıcıları, “başarısız olduk bir yerde duralım” demiyorlar. Tekrar tekrar denemeye devam ediyorlar.
Taktikler, yöntemler, kullanılan araçlar, taşeronlar, medyanın kullanımı, AK Parti ve Erdoğan karşıtı çevrelerin bu konulardaki söylemi hep aynı.
***
15 Temmuz darbe girişimi sonrası MHP ve Genel Başkanı Devlet Bahçeli Türkiye’ye kurulan küresel kumpası net olarak gördüğü için safını ve çizgisini netleştirdi. Türkiye’ye bu tür içeriden ve dışarıdan yapılan saldırılara karşı hükûmetin yanında yer aldı.
CHP ve lideri Kemal Kılıçdaroğlu ise 15 Temmuz darbe girişiminin ardından, darbenin karşısında olduğunu birkaç ay tekrarlasa da, sonradan “kontrollü darbe” söylemi ile tekrar 15 Temmuz öncesi pozisyonuna geri döndü. Bu pozisyonunu bu dava ile ilgili de sürdürüyor.
17-25 Aralık yargı darbesinin bir FETÖ organizasyonu olduğunu inkâr eden kimse kalmadı. Zarrab Davasının, savcısından tutun da hâkimine kadar birçok bileşeninde FETÖ etkisi net olarak ortaya çıktı. Hazırlanan iddianame ve içeriğini oluşturan delillerin 17-25 Aralık süreci öncesi ve sonrasında FETÖ tarafından imal edildiği, davayı takip eden herkesin ittifak ettiği bir konu.
Ama tüm bu gerçekliğe rağmen, CHP başta olmak üzere Türkiye’de hükûmet karşıtı çevreler Zarrab davası üzerinden Türkiye’ye kurulan küresel kumpasa malzeme taşıyorlar.
Bu hafta parti grup toplantısındaki konuşmasında CHP lideri Kılıçdaroğlu, söz konusu dava ile ilgili hükûmeti suçlamaya devam etti. ABD ve FETÖ’ye hiçbir şey söylemedi. Türkiye’nin ABD’ye nota vermesinin yanlışlığına dikkat çekti.
Hep beraber göreceğiz. Dava sürecinde ve sonrasında Türkiye’ye karşı kurulan kumpaslar, maalesef başta CHP olmak üzere hükûmet karşıtı çevreler tarafından yine sahiplenilecek. Hatta bu çevreler, dava sürecinde söylem ve açıklamalarıyla ABD’ye malzeme taşımaya devam edecekler.
Yine maalesef ki, söz konusu küresel kumpasın sadece Erdoğan ve AK Parti’yi değil, aynı zamanda Türkiye’yi hedef aldığı bu çevreler tarafından bilinmesine rağmen, sırf iktidara zarar vereceğini düşündükleri için söz konusu davayı sahiplenecekler.
Ama önceki denemelerinde nasıl başarısız oldularsa yine kaybedecekler.




Powered by proGEDIA