Mısır’ın İsrail-Gazze Ateşkesindeki Rolünün Anlamı

Yrd. Doç. Dr. İsmail Numan Telci | Görüş & Analiz | 27 Ağustos 2014, Çarşamba


İsrail’in 51 gün boyunca Gazze’ye geçekleştirdiği saldırılar 26 Ağustos 2014’te varılan ateşkes anlaşması ile şimdilik son buldu. Saldırılar boyunca 2 binin üzerinde Gazze’li hayatını kaybetmiş 10 binden fazlası da yaralanmıştır. İsrail’in ayrım gözetmeksizin yaptığı saldırılarda on binlerce sivil evlerinden olmuş ve mülteci konumuna düşmüştür. Saldırılar sırasında İsrail yönetimi önceki yıllarda olduğu gibi tüm dünyanın gözü önünde masum sivilleri hedef alarak savaş suçu işlemiştir. Ancak uluslararası hukuktaki adaletsizlikler nedeniyle İsrail’in işlediği suçlar “şimdilik” cezasız kalmaktadır. Bunun yanında başta Batı yönetimleri olmak üzere uluslararası toplum İsrail’in saldırılarına sessiz kalarak bir anlamda Tel-Aviv’in işlediği suçlara ortak olmuştur.

İsrail’in saldırıları karşısında kimi bölge ülkeleri de yeteri kadar tepki göstermeyerek İslam coğrafyasındaki kamuoylarının tepkisini çekmişlerdir. Bu ülkelerin başında Gazze’nin dünyaya açılabileceği tek çıkışın yer aldığı Mısır gelmektedir. Mısır’daki darbe yönetimi İsrail’in saldırılarının ilk gününden bu yana Gazze’deki Hamas yönetimini suçlamış ve İsrail’in yanında pozisyon almıştır. Öyle ki Mısır İstihbarat Başkanı Muhammed Ferid Tuhami 8 Temmuz’da Tel-Aviv’e giderek İsrail yönetimi ile bilgi alışverişinde bulunmuştur.

Müslüman Kardeşler hareketine yönelik ciddi bir baskı kampanyası yürüten Mısır yönetiminin Gazze’deki Hamas liderliğine mesafeli durması yine benzer bir sebepten kaynaklanmaktadır. Müslüman Kardeşlerin Gazze’deki kolu olan Hamas bir anlamda Mısır ve İsrail yönetimlerinin ortak düşmanıdır. Bu yüzden Mısır’daki darbeci Sisi yönetimi ile İsrail’deki Netenyahu hükümeti Gazze karşısında müttefik haline gelmişlerdir. Bu yüzdendir ki Kahire Gazze’ye karşı İsrail kadar acımasız olabilmiş, İsrail’in Gazze’ye yönelik operasyonu devam ederken Mısır yönetimi Refah sınır kapısını kapatarak Gazze’den yaralı geçişine dahi izin vermemiştir. Siyasi hesaplaşmaların gölgesinde gerçekleşen saldırılar boyunca olan Gazzeli sivillere olmuş ve binlerce sivil savaşın etkilerini doğrudan hissetmiştir. Mısır’ın bu tavrı ise İslam dünyasında tepkiyle karşılanmıştır.

26 Ağustos 2014’te Mısır’ın yürüttüğü ateşkes görüşmelerinin olumlu sonuçlanmasını Mısır’daki Sisi yönetiminin başarısı olarak görmek büyük hata olacaktır. Sisi yönetimi İsrail’in saldırıları sırasında Hamas’ı cezalandırmak amacıyla Gazze’li sivillerin katledilmesine yaklaşık iki ay boyunca göz yumarak “Filistin davasına” bir anlamda ihanet etmiştir. İsrail tarafı ise verdiği kayıpların iç kamuoyunda daha büyük tepkiler doğurmasını engellemek amacıyla bir anlamda ateşkesi kabul etmek durumunda kalmıştır. Bu yüzden ateşkes anlaşmasının kabul edilmesi Gazze’de ve Filistin’de bir zafer olarak yorumlanmıştır. Gazze’li yetkililerden yapılan açıklamalarda da İsrail’in ateşkesle geri adım atmak zorunda bırakıldığı belirtilmiştir.

Mısır’ın ateşkes sürecinde oynadığı rol aslında bölgesel kimi gelişmelerin doğal bir çıktısıdır. Nitekim gerek Mübarek döneminde, gerek Mursi döneminde İsrail ile Filistin arasındaki görüşmelerde Mısır genellikle öne çıkan aktör olmuştur. Mevcut iktidara bakılmaksızın Kahire’nin çok yönlü ilişkileri İsrail-Filistin görüşmelerinde onu doğrudan müdahil aktörlerden biri yapmaktadır. Dolayısıyla İsrail’in son Gazze operasyonu süresince Mısır’ın görüşmelere ev sahipliği yapması ve sonunda ateşkesin kabul edilmesinde başat aktör olması daha önceki süreçlerin bir tekrarı niteliğindedir. Burada asıl sorulması gereken soru Sisi yönetiminin neden daha önce İsrail tarafını ateşkese zorla(ya)madığıdır. Buna benzer bir durum İsrail’in 2012 yılında Gazze’ye gerçekleştirdiği operasyon sürecinde yaşanmıştır. O dönemin Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi hem Hamas’a telkinlerde bulunmuş hem de İsrail yönetimine baskı yapmış ve kısa sürede ateşkese varılmasını sağlamıştır. O dönemde ateşkesin sağlanmasında Mursi yönetimindeki Mısır bir aktör olarak yer almıştır.

Ancak İsrail’in son saldırıları sonrası Mısır’ın ateşkes görüşmelerinde öncü rol oynaması bir bakıma İsrail’in teşviki ve izni ile gerçekleşmiştir. Netenyahu yönetimi Gazze’ye yönelik operasyonun ilk safhalarında istihbarat alışverişi yaptığı Mısır yönetiminin ateşkeste başat rol oynamasına izin vererek bir anlamda Sisi’nin iç ve bölgesel kamuoyu nezdinde “prestij” sağlamasına olanak vermiştir. Mısır’ın süreçte oynadığı rol Hamas tarafından da olumlu ifadelerle değerlendirilmiştir. Ancak Hamas’ın İsrail’in saldırıları süresince Mısır yönetiminin takındığı tarafgir tavrı unutacağı düşünülmemelidir.

Bu yazı ilk olarak misirbulteni.com'da yayınlanmıştır.







Powered by proGEDIA